Ece ve Ayın Gizemi Masalı: Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, bir gece gökyüzünde ay parıl parıl parlıyormuş. Ay, sanki tüm sırlarını saklayan bilge bir yüz gibi ışıldıyormuş.
Küçük bir kız olan Ece, her gece yatağından ayı izler ve hayallere dalarmış. Ece, ayın sırrını çözmeyi ve onunla konuşmayı çok istermiş.
Ece’nin odasında, yatağının başucunda büyük bir pencere varmış. Her gece yatmadan önce pencereye yaslanır ve ayı izlerken gözlerini kapatıp hayaller kurarmış. “Acaba ayda kimler yaşıyor? Ayın ışığı neden bu kadar parlak?” diye düşünürmüş.
Bir gece, Ece yine ayı izlerken annesi yanına gelmiş ve “Ece, haydi yatma vakti. Yarın güzel bir gün olacak, iyi dinlenmelisin,” demiş. Ece, “Tamam anne,” diyerek yatağına uzanmış ama gözlerini kapatmadan önce son bir kez daha ayı izlemeyi unutmamış.
O gece Ece, rüyasında ayın yüzeyine gitmiş. Ayın yüzeyi yumuşak bir kumaş gibi parlıyormuş ve Ece, ayın üzerinde yürüdüğünü hayal etmiş. Yürürken ayın derinliklerinden gelen hafif bir müzik duyulmuş. Bu müzik, Ece’yi daha da meraklandırmış.
Ece, ayın yüzeyinde ilerlerken karşısına parlak bir kapı çıkmış. Kapının üstünde küçük bir yazı varmış: Kapıda “Ay’ın Gizemi.” yazıyormuş. Ece, kapıyı açmak için uzanmış ama birden uyanmış. Sabah olmuş ve güneş ışıkları odasına dolmuş. Ece, gördüğü rüyayı annesine anlatmış ve “Anne, ayın gizemini çözmek istiyorum!” demiş.
Annesi gülümseyerek “Belki bir gün, tatlı kızım,” demiş. Ece, o günden sonra her gece ayı izlemeye ve ayın gizemini çözmek için hayal kurmaya devam etmiş.
Ay Perisi ile Tanışma
Bir gece, Ece yine ayı izleyerek hayal kuruyormuş. O sırada ayın yüzeyinde bir hareketlenme olmuş. Ece, gözlerini kocaman açmış ve dikkatle bakmış. Ayın parıltılı yüzeyinden bir ışık süzülmüş ve yavaşça yere doğru inmiş. Bu ışık, küçük bir periymiş! Ece şaşkınlıkla periyi izlerken, peri yavaşça ona doğru yaklaşmış.
Peri, Ece’ye gülümseyerek “Merhaba Ece, benim adım Luna. Ay perisiyim ve seninle tanışmak için geldim,” demiş. Ece, Luna’nın parıltılı kanatlarına ve ışıldayan yüzüne hayranlıkla bakmış. “Gerçekten mi? Sen ay perisi misin?” diye sormuş.
Luna başını sallayarak “Evet, Ece. Senin ayın sırrını çözmek istediğini duydum ve sana yardımcı olmak için geldim,” demiş. Ece, Luna’ya hayranlıkla bakarken “Ayın sırlarını benimle paylaşacak mısın?” diye sormuş.
Luna, elini uzatarak “Evet, ama önce seninle ayın dünyasına gitmemiz gerekiyor. Orada sana ayın sihirli özelliklerini ve diğer perileri göstereceğim,” demiş. Ece, Luna’nın elini tutmuş ve birdenbire kendini ayın yüzeyinde bulmuş.
Ayın yüzeyi, Ece’nin hayal ettiğinden daha da büyüleyiciymiş. Her yer parıl parıl parlıyor ve etrafta uçuşan küçük periler görünüyormuş. Luna, Ece’ye “Bak Ece, burası ayın dünyası. Burada birçok peri yaşıyor ve her biri ayın ışığını koruyor,” demiş.
Ece, Luna’ya “Peki ayın ışığı neden bu kadar parlak?” diye sormuş. Luna gülümseyerek “Çünkü ayın ışığı, sevgi ve dostlukla besleniyor. Biz periler, birbirimize destek olup sevgiyle çalışıyoruz ve bu da ayın ışığını güçlendiriyor,” demiş.
Ece, ayın yüzeyinde gezip diğer perilerle tanışırken, Luna ona ayın sihirli özelliklerini anlatmış. Ay, sadece bir gök cismi değilmiş; aynı zamanda sevgi ve kardeşliğin sembolüymüş. Ece, Luna ve diğer perilerle geçirdiği bu zamanı hiç unutamamış.
Kardeşlik ve Birlik
Luna ve Ece, ayın yüzeyinde yürürken birçok macera yaşamışlar. Bir gün, ayın yüzeyinde büyük bir çatlak fark etmişler. Bu çatlak, ayın ışığını zayıflatıyor ve perilerin dünyasını tehlikeye atıyormuş. Ece ve Luna, bu durumu çözmek için hemen harekete geçmişler.
Luna, “Ece, bu çatlağı onarmamız gerekiyor. Ancak birlikte çalışarak bunu başarabiliriz,” demiş. Ece, Luna’ya güvenmiş ve “Tabii ki, ne yapmam gerekiyor?” diye sormuş.
Luna, Ece’ye ayın sihirli taşlarını göstermiş. Bu taşlar, ayın ışığını güçlendiren özel taşlarmış. Ancak bu taşları toplamak oldukça zorluymuş. Luna ve Ece, birlikte taşları toplamak için yola çıkmışlar. Ayın yüzeyinde ilerlerken, büyük bir rüzgar fırtınasıyla karşılaşmışlar.
Rüzgar, Ece’yi ve Luna’yı savurmuş ama birbirlerinin ellerini bırakmamışlar. Luna, “Ece, sakın bırakma! Birlikte başaracağız,” demiş. Ece, Luna’ya sıkıca tutunmuş ve fırtınanın geçmesini beklemişler. Fırtına dindiğinde, birbirlerine sarılarak güvende olduklarını hissetmişler.
Yolculukları sırasında, derin bir vadiye rastlamışlar. Bu vadinin dibinde, sihirli taşlar parıldıyormuş. Ancak vadiden aşağı inmek oldukça tehlikeliymiş. Luna, “Ece, birbirimize yardım ederek bu taşları toplayabiliriz,” demiş. Ece, Luna’ya güvenerek onunla birlikte vadiye inmiş.
Vadiye indiklerinde, sihirli taşları toplamaya başlamışlar. Ece, bir taşı alırken ayağı kaymış ve düşmek üzereymiş. Luna hemen Ece’nin elinden tutmuş ve onu çekerek kurtarmış. “Teşekkür ederim Luna, sen olmasan düşerdim,” demiş Ece. Luna gülümseyerek, “Biz kardeş gibiyiz, her zaman birbirimize destek olmalıyız,” demiş.
Sonunda tüm taşları toplamışlar ve vadiden çıkmışlar. Ayın çatlağına geri dönerek, sihirli taşları yerine yerleştirmişler. Taşlar, ayın ışığını yeniden parlatmış ve çatlak kapanmış. Ece ve Luna, başardıkları için çok mutluymuş.
Sürpriz ve Mutlu Son
Luna ve Ece geçirdikleri bu süre boyunca birbirlerine daha da yakınlaşmışlar. Ece, Luna’nın öğrettiği kardeşlik ve birlik olmanın önemini kalbine kazımıştı.
Bir gece, Luna ve Ece ayın en yüksek tepesine çıkmışlar. Ayın yüzeyinde bulunan bu tepe, gökyüzüne en yakın noktaymış. Luna, Ece’ye dönerek, “Ece, seninle tanışmak ve birlikte bu maceraları yaşamak benim için çok değerliydi. Şimdi sana ayın en güzel hediyesini vermek istiyorum,” demiş.
Ece merakla, “Nedir bu hediye, Luna?” diye sormuş. Luna, elini kalbine koyarak, “Ayın ışığını kalbinde taşıma yeteneği. Bu ışık, her zaman içindeki iyiliği ve sevgiyi hatırlamanı sağlayacak,” demiş. Ece, şaşkınlıkla ve sevinçle Luna’ya bakmış.
Luna, sihirli değneğini Ece’nin kalbine doğru uzatmış ve yavaşça dokunmuş. Birdenbire, Ece’nin kalbi parlamaya başlamış. Ayın ışığı, Ece’nin kalbine yerleşmiş ve ona sıcaklık vermiş. Ece, bu ışığı hissederek içini sevgi ve mutlulukla doldurmuş.
“Ece, bu ışık seninle her zaman olacak. Nerede olursan ol, kalbindeki bu ışıkla çevrene mutluluk saçabileceksin,” demiş Luna. Ece, Luna’ya sarılarak, “Teşekkür ederim Luna, bu benim için çok değerli bir hediye,” demiş.
O gece, Luna ve Ece vedalaşmışlar. Ece, dünyasına geri dönerken kalbindeki ışığı hissederek mutluymuş. Artık ayın sırrını biliyor ve Luna ile geçirdiği anıları hep hatırlıyormuş. Ece, bu ışığı ailesi ve arkadaşlarıyla paylaşarak onları da mutlu etmeye başlamış.
Ece, ayın ışığını paylaşarak çevresine mutluluk saçarken, Luna da ayın yüzeyinde Ece’yi izleyip gülümsüyormuş. Ay, her zamankinden daha parlakmış çünkü Ece’nin kalbindeki ışık, ayın ışığını daha da güçlendirmiş.
Ece ve Ayın Gizemi Masalı burada bitmiş ancak, Ece ve Luna’nın dostluğu sonsuza kadar sürmüş. Ece, her gece ayı izlerken Luna’yı ve ayın yüzeyinde yaşadığı maceraları hatırlayarak uykuya dalarmış. Ayın ışığı, Ece’nin kalbinde parıldamaya devam etmiş ve ona her zaman sevgi ve mutluluk getirmiş.
Ece ve Ayın Gizemi Masalına benzeyen “Abla ve Kardeş Masalını” okumak için bağlantıya tıklayabilirsiniz.
2 yorum
Pingback: Sincap ve Fare Masalı - Masal Oku
Pingback: Sevimli Meyveler ve Maceraları Masalı - Masal Oku