Elif’in Büyülü Uykuları Masalı: Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, uzak diyarlardan birinde küçük bir kız yaşarmış. Bu küçük kızın adı Elif’miş. Elif, tatlı mı tatlı, sevimli mi sevimli bir kızmış. Ancak, Elif’in bir sorunu varmış: Gece olduğunda bir türlü uyuyamazmış.
Bir gece, Elif yatakta dönerken, annesi odasının kapısını yavaşça açmış. “Elif’ciğim, neden hala uyumuyorsun?” diye sormuş annesi. Elif gözlerini kocaman açmış, “Anneciğim, uyuyamıyorum. Gözlerimi kapatıyorum ama bir türlü uyku gelmiyor,” demiş üzgün bir sesle.
Annesi gülümsemiş ve Elif’in yanına oturmuş. “Peki, hadi bakalım, birlikte bir çözüm bulalım,” demiş. “Sana uykunun ne kadar önemli olduğunu anlatayım. Uyku, büyümenin ve sağlıklı olmanın en önemli parçasıdır. Uyuduğunda vücudun dinlenir ve büyür. Ayrıca, hayal gücün daha güçlü olur ve rüyalarında harika maceralar yaşayabilirsin.”
Elif, annesini dikkatle dinlemiş. “Ama nasıl uyuyacağım, anne?” diye sormuş.
Annesi bir hikaye anlatmaya başlamış: “Bir zamanlar, Uykular Diyarı adında büyülü bir ülke varmış. Bu ülkede herkes huzur içinde uyur ve güzel rüyalar görürmüş. Bu diyara gitmek için sadece gözlerini kapatman ve derin nefes alman yeterliymiş. Bir gece, küçük bir kız olan Peri, Uykular Diyarı’na gitmek istemiş ama bir türlü uyuyamamış. Annesi ona yardım etmeye karar vermiş ve Peri’ye sakinleşmesi için bir yöntem öğretmiş: ‘Gözlerini kapat ve derin nefes al, sonra hayal et…’ ”
Elif merakla dinlemiş. “Ne hayal etmeliyim, anne?” diye sormuş.
Annesi gülümsemiş. “En sevdiğin yerleri, mutlu anılarını ve harika maceraları hayal et,” demiş. “Peri de gözlerini kapatıp derin bir nefes almış ve hayal etmeye başlamış. Kendini rengarenk çiçeklerle dolu bir bahçede koşarken hayal etmiş. Bir süre sonra göz kapakları ağırlaşmış ve Uykular Diyarı’na gitmiş.”
Elif derin bir nefes almış ve gözlerini kapatmış. “Peki ya ben?” diye sormuş.
Annesi, Elif’in saçlarını okşayarak, “Sen de gözlerini kapat ve en sevdiğin yerleri hayal et. Belki de büyülü bir ormanda sevimli hayvanlarla oynuyorsundur,” demiş.
Elif, annesinin söylediklerini yapmış. Gözlerini kapatıp derin nefes almış ve kendini bir ormanda hayal etmiş. Ormanda, parlak tüylü kuşlar, rengarenk kelebekler ve sevimli tavşanlar varmış. Hepsi Elif’le oynamak için sabırsızlanıyormuş. Elif, o kadar mutluymuş ki, göz kapakları ağırlaşmış ve uykuya dalmış.
Annesi, Elif’in uyuduğunu görüp hafifçe gülümsemiş ve odadan sessizce çıkmış. O gece, Elif en güzel rüyaları görmüş ve sabah uyandığında kendini çok dinlenmiş hissetmiş. Kahvaltıda annesine teşekkür etmiş. “Anneciğim, senin yöntemini denedim ve harika rüyalar gördüm. Artık uyumaktan korkmuyorum,” demiş.
Annesi, Elif’i kucaklayarak, “Senin için her zaman buradayım, tatlı kızım. Uykunun ne kadar önemli olduğunu öğrendiğine çok sevindim,” demiş.
Ve böylece, Elif her gece gözlerini kapatıp derin nefes alarak, güzel hayaller kurarak uykuya dalmış. Rüyalarında hep en güzel maceraları yaşamış. Uykular Diyarı’na gitmek onun için artık çok kolaymış.
Bir gece, Elif gözlerini kapatıp derin bir nefes aldıktan sonra kendini yine rüya dünyasında bulmuş. Bu kez, masmavi bir denizin kıyısında duruyormuş. Deniz o kadar berrakmış ki, suyun altındaki renkli balıkları ve parıldayan mercanları görebiliyormuş. Elif, kumsalda yürürken birdenbire önünde büyük bir deniz kabuğu belirmiş. Bu deniz kabuğunun içinden bir ses gelmiş: “Elif, yardımına ihtiyacım var!”
Elif merakla deniz kabuğuna yaklaşıp içine bakmış. İçeride, minik bir deniz perisi varmış. Deniz perisi, Elif’e kocaman mavi gözleriyle bakarak, “Benim adım Maviş. Denizler Krallığı’nda yaşıyorum ama krallığımız tehlikede,” demiş. “Kötü bir korsan, Denizler Krallığı’nın en değerli incisini çaldı ve onu geri getiremezsek, krallığımızın ışığı sönecek.”
Elif hemen yardım etmeye karar vermiş. “Tabii ki sana yardım edeceğim, Maviş. Nasıl bir planımız var?” diye sormuş.
Maviş, Elif’i sihirli bir şekilde küçültüp kendisi kadar yapmış ve birlikte denizin derinliklerine dalmışlar. Deniz altı dünyası büyülü ve rengarenkmiş. Balıklar, deniz atları ve diğer deniz canlıları onlara yol göstermiş.
Bir süre sonra, büyük ve korkunç bir korsan gemisinin enkazına ulaşmışlar. Maviş, “İnci burada bir yerde saklanıyor, ama dikkatli olmalıyız. Korsanın hayaleti hâlâ buralarda dolanıyor olabilir,” demiş.
Elif ve Maviş, dikkatlice enkaza yaklaşmışlar. Bir köşede, büyük bir sandık görmüşler. Elif, sandığın kapağını açmak için uğraşırken, aniden arkasında bir gölge belirmiş. Kötü korsan hayaleti, Elif’e doğru yaklaşmış. Maviş hemen sihirli bir ışıltı yayarak hayaleti şaşırtmış. Elif, bu fırsatı değerlendirip sandığın kapağını açmış ve içindeki parlak inciyi almış.
Tam o anda, korsan hayaleti tekrar saldırmak üzereyken, Elif cesurca inciyi yukarı kaldırmış ve “Işığın gücüyle, seni bu diyardan kovuyorum!” diye bağırmış. İnciden yayılan parlak ışık, hayaleti yok etmiş ve deniz altı dünyasını aydınlatmış.
Elif ve Maviş, inciyi Denizler Krallığı’na geri götürmüşler. Krallığın kralı ve kraliçesi, Elif’e minnettar kalmışlar. “Cesaretin ve yardımseverliğin için sana teşekkür ederiz, Elif. Sen gerçek bir kahramansın,” demişler.
Elif, Maviş’e veda edip yüzeye çıkmış ve gözlerini açtığında kendini yatağında bulmuş. Sabah olduğunda annesine rüyasını anlatmış. Annesi gülümseyerek, “Sen gerçekten harika rüyalar görüyorsun, Elif. Bu maceraların, senin hayal gücünün ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor,” demiş.
Elif, her gece yeni maceralar görmek için heyecanla uykuya dalmış ve rüyalarında hep en güzel serüvenleri yaşamış. Uykunun sadece dinlenmek için değil, hayal gücünü geliştirmek için de bir fırsat olduğunu bir kez daha anlamış. Ve Elif’in Büyülü Uykuları masalımız burada bitmiş ancak Elif’in maceraları hiçbir zaman bitmemiş.
Elif’in Büyülü Uykuları masalına benzeyen “Sam ve Kiki’nin Büyük Yarışı Masalını” okumak için bağlantıya tıklayabilirsiniz.
[…] Perisi ve Küçük Kahramanlar Masalımıza benzeyen “Elif’in Büyülü Uykuları Masalını” okumak için bağlantıya […]